BEYAZ KELEBEKNAZ
zaman
Ömrümüzün tipiye tutulduğu
gökyüzünü hırçınca kamçılayan
bulutları kayıp, yolları uzak
alevin sıcak alazında ateşin bile üşüdüğü
zamanlar vardır.
Ne yaşarsak aynalarda kalan zamanlar...
Öğrendiğin her aşktan bir unutulmuşluk anımsadığın
unutulmuşluklarındansa hiçbir aşka varamadığın
imgeleri yoksul, imgeleri çocuk, imgeleri eylül, imgeleri tükenmiş,
imgeleri bereketli, imgeleri mor, imgeleri hain, imgeleri özgür,
imgeleri ırak
zamanlar...
Kendi masalında seni hak eden, kendi dinine peygamber
kendi imanıyla sarhoş, kendi devrimine hükümlü
gümüşü karartan
matematiğin bile baş edemediği bir sonrasızlıkta
aslında olmayan
ya da hep varolan bu gerçekliğin
asi bir ırmak serinliğinde
yüzümüze döküldüğü
yeniden
yeniden
yeniden
küllerinden doğan
zamanlar...
Son savunmasını bir sözcükle verebilmiş şimdinin
seni seviyoruma tükenen bir ırmak olduğu
başladığı yerde, gözlerinde biten
zamanlar...
|